Madrid’de İz Bırakanlar

Madrid’de İz Bırakanlar…

Madrid gezimi önceki notlarıma kıyasla daha farklı bir lezzette sizinle paylaşmak istedim. Çünkü ziyaret yerlerinden çok insanlarını keşfetmeye çalıştığım bir gezi oldu. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki İspanyollar sıcakkanlı ve yardımsever davranışları ile bize yakın bir kültür. Ekonomik krizden çıkmış ama hala izlerini barındırdığını gözlemleyebilirsiniz. Kahvaltı da sabah ekmek, domates püresi ve zeytin yağı ile güne başlanıyor. Akşam dokuz sonrası ise akşam yemekleri, barlar ve bira yanı çerezlerle uzun masa sohbetleri ilerliyor. Sabahları erken kalkan biri olarak epey zorlandığımı itiraf edebilirim. Sohbet ederken heyecanlı ve yüksek sesle konuşmaları dikkatimi çekti. Barcelona ve Madrid gezimi kıyasladığım da deniz kıyıları nedeniyle Barcelona benim için bir adım önde oldu, diyebilirim.

Segovia Su Kemeri

1985 yılında, Segovia şehrinin tarihi bölgeleri ile birlikte Dünya Mirası olarak ilan edilen Segovia kemeri ile başlayayım. Üç fotoğrafı yukarıda paylaşıyorum. Şehre 45 dakika uzaklıkta, 3-4 saatliğine İstanbul ‘da yapılacak büyük ada gezisi gibi bir program yapabilirsiniz. En iyi korunmuş yüksek Roma su kemerlerinden biri olduğu için akın akın turistleri kendine çeker. Turistler, girişte kemeri gördükten sonra; kasabadaki köy, klise ve eşsiz kale ziyareti ile günü şahane bir manzara ile kapatır. İnstagram ve facebook hesabımda hepsini 1 dakikalık bir video şöleni ile sizinle paylaştım.

Zamanınız yoksa ve merkez tarafında hızlı bir gezi planınız var ise; Puerta de Sol meydanında keyifli cafeleri ve yapıları görüp, ayak üstü kalamar ekmek ve de kahve içerekmutlu bir zaman geçirebilirsiniz. Yukarıdaki akşam çekilen görsel de yeni yıla yakın meydanda büyük bir elektronik ağaç figürü yer alıyor. Turistler bu bölge de alışveriş yapmayı tercih ediyor. Madrid Kraliyet sarayı da bu bölgeye yakın. Yemek konusunda; saatlere dikkat edin, aç kalabilirsiniz, diyebilirim.

Müzeleri, meşhur pazarı ve kliseleri ile eşsiz bir yer olduğunu söyleyebilirim.

Benim olmazsa olmaz görülmeli dediğim yer ise Parque del Retiro parkıdır. Küçük sandallarla Venedik havası estiren yapay bir göl, yanında park, sincaplar ve heykellerle size masal tadında bir huzur verir. Son fotoğrafımı da bu özel parkın görüntüsünü aşağıda paylaşıp, herkesin yolunun Madrid ile kesişmesini temenni ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir